Baykuş ya da Gece yırtıcı kuşları (Latince: Strigiformes), kuşlar (Aves) sınıfının, karinalılar (Carinatae)
bölümünün, gökkuzgunumsular (Coraciiformes) takımına giren gece yırtıcı kuşları (Strigiformes) alt
takımında yer alan türlere verilen genel ad.
kanat açıklığı, bir adam boyuna ulaşır. Serçe kadar küçük olanları da vardır. Gagaları kıvrık, pençeleri
keskin, kanca tırnaklı ve döner parmaklıdır. Kuvvetli pençeleri adeta avına kenetlenir.
Baykuşlar tam bir sessizlik içinde avlanır. Bütün vücudu yumuşak ve ince tüylerle kaplıdır. Tüyler, uçuş
sırasında tabii bir susturucudur. Uçuş esnasında kanatlarının “pırpır” sesi duyulmaz. İri gözleri,
başlarının yanında değil önündedir. Aşırı büyüklükteki gözleri, göz oyuğunda hareket edemez. Araba
farı gibi yuvalarında sabittir. Baykuşlar boynunu 270 derece çevirerek panoramik bir görüş sağlayarak
çevresini kontrol edebilir. Dişi baykuş erkeklerinden daha iri olup, 2-10 yumurta yumurtlarlar. Kuluçka
süresi 30-40 gündür. Yumurtadan çıkan yavruların göz ve kulakları kapalıdır. Yavruların yuvada kalma
süresi farklıdır.
küçük bir ışığı bile kimyasal bir sinyale çevirirler. Böylece insanın sadece bir ışık parıltısını fark ettiği
yerde baykuş buradaki cismi bütün teferruatı ile görür. Bütün kuşlarda üst göz kapağı alttakine geldiği
halde baykuşlarda olay tersinedir. Mavi rengi görebilen tek kuş türüdür.
gibi, zifiri karanlıkta da işitme duyularıyla yerini tespit ederek yakalarlar. Kulakları, en küçük hışırtıyı
işitebilecek duyarlıktadır. Hassas kulaklarıyla, gecenin sessizliğinde uçan pervanenin kanat sesini veya
bir tohumun çiğnenişini, hatta tam sessizlikte düşen iğnenin sesini bile işitebilirler.
Baykuşun geniş yüzü, nispeten sert ve kavisli tüylerle kaplıdır. Tüyler bir kepçe gibi sesleri toplar ve
kulağa yansıtır. Bazı baykuş cinslerinin kulak delikleri öyle büyüktür ki, başın yan tarafını tamamen
kaplar. Ayrıca baykuşların başı geniştir ve kulakları diğer kuşlara göre birbirinden daha uzaktır.
Böylece ses dalgası bir kulağa çarptıktan sonra diğerine gelir. Baykuş bu son derece küçük zaman
aralığı içinde sesin geldiği yönü tayin eder. Baykuşların ilginç özelliklerinden biri de kulaklarının
perdeli oluşudur. İstedikleri zaman açar, istediklerinde kaparlar. Dinlenme halinde ve yavaş
uçuşlarında kulak perdesini açar, hızlı uçuşlarında ise kaparlar.
Kaynakça
Büyük Türkçe Sözlük / TDK. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2009
Hz. Ömer ve Baykuş’ un Kıssası
Ka’bü’l-Ahbâr (r.a.) Hz. Ömer’in huzurunda şöyle anlattı:
“Ey Emîrulmü’minîn, geçmiş peygamberlerin kitablarında okuduğum en acayip şeyi sana haber vereyim. Bir peçeli baykuş, Süleyman aleyhisselâmın yanına geldi, selâm verdi. Hz. Süleyman selâmını aldı. Sonra aralarında şöyle konuşma geçti:
“Ey baykuş, neden topraktan bitenlerden yemezsin?”
“Hz. Âdem topraktan biten şey (buğday) sebebiyle cennetten çıkarıldı.” dedi.
“Niçin su içmezsin?” diye sordu;
“Çünkü Nûh aleyhisselâmın kavmi suda boğuldu.” dedi.
“Neden îmar edilmiş mâmur yeri terk edip harabeleri mesken tutarsın.?”
“Harabeler Hz. Allah’ın mirasıdır, ben de Hz. Allah’ın mîrâsında otururum.
“Harabe üstüne konduğunda ne dersin?”
“Burada yiyip içerek geçinenler hani nerededir?” derim.
“Ya îmar edilmiş yer üzerinden geçsen ne dersin?”
“Yazık Âdemoğluna ki önünde nice güçlükler varken nasıl rahat uyumaktadır?” derim.
“Gündüzleri niçin çıkmazsın?”
“Âdemoğlunun kendisine ettiği zulmün çokluğundan…” dedi.
“Öterken ne dersin?”
“Ey gafil, âhiret yolculuğun için azık hazırla! derim ve ‘Subhane hâlikun Nur” diye zikrederim.” dedi.
Bunun üzerine Hz. Süleyman (a.s.) şöyle buyurdu: “Kuşlar içinde insanoğluna bu kadar güzel nasihat eden ve bundan daha şefkatli olanı yoktur. Câhillerin ondan nefret etmeleri, onu uğursuz saymaları ne acayip şeydir..”
Yorum Gönder